21 Mart 2018 Çarşamba

Şiirler Dünya Şiir Günü İçin...


newroz ile ilgili görsel sonucu
Newroz e
Newroz’dur Newroz’dur
Sabahdır, Newroz’dur
Bana öpücük ver sevgilim
Bayramın kutlu olsun
Newroz’dur, bahardır
Çiçekler ve ağaçlar çıkmışlar
Gül ve lâle gibi
Elim sevgilimin elindedir
Newroz ve müjdedir
Rengarenk bahardır
Yeşil ve sarı ve mavidir
Rengarenk halıdır
Aram Tigran
Gönderen: Ferhan Umruk

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar, gökyüzü, okyanus, alacakaranlık, açık hava ve su

Yine Sensizlik


Yine sensizlik çöktü şehrime.
Şehrime gel sevgili,
nefes alayım.
Teklesin yüreğim bakışınla.
Yağmuru rüzgarı kat önüne,
Şimşeğim ol gel.
Gel ki kurbanın olayım.
Gözümle görmediğim ,
Elini tutmadığım yar.
Issız kaldım,
Mevsimsiz, sessiz kaldım.
Ellerim sensiz,
Yüreğimde sen.
Tutsak kaldım bir kalemde,
Asılı kaldım tek hecende,
Şiirine tutunduğum,
Gök kuşağım,
Tapınağım...
Yokluğunla varlığın arasında
Gelip gittiğim....
Mevsimler hep hazan ....
Kök saldım sana,
Neyleyim......

Semra Özüpek Topsaç



tamirci çırağı ile ilgili görsel sonucu

Zor İştir

Zor iştir dost


Zor iştir Sevda işçiliği

Sevgileri örslemek

Demirci körüğü Gibi Yürek

Demirci bileği Gibi

Bilek İster

Yürek ister Bilek ister

Hemi de proleterce

Bir şeyler ister 

Özcan Bayraktar


mavi deniz ile ilgili görsel sonucu

MAVİ

Ben mavi doğdum
Yalancı boğazımda gemici düğümleri
Yutkunamıyorum.
Atmak istesem de bu yükü içimden
Çapası kalbimde bu zinciri kıramıyorum.
Bu kurşuni ruhun dümenindeki de kim? 
Tuzlu tuzlu ağlamasa tanıyamıyorum.

Ben mavi soludum
Yaşananların izini hemen örtüyorum. 
Olan biten derinlerimde kalsın.
Hayır, buradan bir tekne daha geçmesin
Taşıyamıyorum.
İskele sancak her yön insan
Bir duysalar dalgalanan sesimi
Boğulurlar diye çok korkuyorum.

Bir mavi yurdun
Başkenti benim ruhum.
Akıntıyla giden anılarıma el sallıyorum.
Biliyorum "mavi huydur sende"
Oralarda bir yerde oldugunu biliyorum.

Ben mavi bir koyun
Dalgalarla dövülen ağaç kovuğuyum.
Poyrazın götürdüğü o yelkenliye sadece bakıyorum.
Açık sularda akyalar vardır belki?
Kalbimin yanına oltanı da koyuyorum.
Korkma ağlamıyorum,
Yanına geleceğim bir gün.
Elbet mavi benim de sonum. 
Ne de olsa denizin çocuğuyum.

Mira Özlem Özeren
Gönderen: İzel Sırmakeş

saçları rüzgarda dalgalanan kadın ile ilgili görsel sonucu

Hikaye

Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz, 

Al tut ellerimi bebek 
Tut biraz!

Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!

Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!

Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıyalar basardı.
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz! 


Benim doğduğum köylerde
Şimal rüzgarları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!

Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz


Cahit Külebi

Gönderen: İbrahim Çiftçioğlu


savaş karşıtı ile ilgili görsel sonucu


KARDEŞİM BİR PİLOTTU

Bir pilottu kardeşim.

Güzel bir günde emri geldi.

Hazır etti çantasını, güneye doğru koyuldu yola.

Bir fatihti kardeşim.

Yerimiz yoktu yaşamaya.

Topraklar ele geçirmekti öteden beri hayalimiz.

Kardeşimin fethettiği yer şimdi Guadarama dağlarında.

Boyu tam bir seksen, derinliği bir elli.

Bertolt BRECHT 
Çeviri : A. KADİR - Asım BEZİRCİ

Gönderen: Hasan Gürkan


rüzgar kanatlı atlılar gibi geçti hayat ile ilgili görsel sonucu

Salkımsöğüt
Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını! 
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!
Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!
Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat...
Atları rüzgâr...
Atları...
At...
Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!
Akar suyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
Siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!
Ağlama salkımsöğüt,
ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!
Nazım Hikmet



Gönderen: Cengizhan Güngör



kum saati ile ilgili görsel sonucu




Siz Saatleri

Siz, saatleri yaşadınız. Zamantaşlarını. Niceldir saatler. Adsızsırlar. Renklerini, kokularını kişiselliklerden alırlar.
Aylar birbirinin içinden yürüyebilir. Ağustosta bile Marta gönderme vardır. Yine de gönderme mevsim mantığıyla sınırlıdır.
Günlerse bambaşka. Bir günün öbürünün önüne geçmesine izin yok. Günün gizi hem kişiselliğimizde, hem de onun kendi kişiselliğinde.
Siz, saatleri yaşadınız. Henüz sözcük haline dönüşmemiş, ya da bir sözcük karşılığı oluşmamış durumlar yarattınız. Tanığınızım.
Aylar ayları açıklıyor.
Saatler saatleri kum saatiyle açıklayabiliyor.
Açıklanmayan tek şey aşk: En büyük sayrılık ve en büyük sağlık.
Günü tam gelmemiş olarak bir yanını gizleyen duygu.
Denetçi anlamaz, tarihçi atlar, terzi bir araya getiremez, sanatçı elden kaçırır.
Kent yıkılıyor. Sokaklar uçtan uca kazılmış. Sesimiz radyasyon içinde. Mühendisler geldiler; kedi resmini bile cetvelle çizerler. Gözlem evinde art arda mevsimler sökülür.
Mahşerin ortalık yerinde size rastladık. Elinizi şuramıza koydunuz.
Sürgündük. Göçebeliğin elverişli yanlarını da yitirmiş gibiydik. Yanınızda göçmen olduk. Bir yerleşmişlik duygusu ki, hırkamız yazlık sinemada iliklenir.
Güneş her sabah verilmiş bir söz gibi doğuyordu.
Gerçek neydi biliyor musunuz: Her şey.
Yüz yıl sonra bu gün yaşayan hiçbir anne, hiçbir sevgili, hiçbir bebek, hiçbir bıldırcın, hiçbir balina, hiçbir örümcek, hiçbir aslan, hiçbir ceylan, hiçbir yılan var olmayacak. Ayrı bir kardeşlik kanıtı değil mi bu? Hayat kanıtı. Birbirimizin her yönden çağdaşıyız.
Siz tebeşirle kara tahtaya ne güzel yazan.
Kuzular için özel bir bölüm açmayı da hiç unutmayan.
Saatlerle yaşadınız. Düşlerinizde doğulu bir ressamın elinden çıkmış ağırlıksız yapraklar.
Kızböceği de göründü. Gece de uçmaya başlamış.
Bakır kaptan günlük kokusu yayılır.
Geceyle birlikte.
Gece de.
Sen Serpin, sen Nuri, orda burda nasıl dolaştırdınız. Benziyordunuz. Aynı kişi miydiniz?
İki din var: siyah ve beyaz. Gerisi? ..

Cemal Süreya

Gönderen: Belgin Yücel

19 Mart 2018 Pazartesi

21 Mart Dünya Şiir Günü'nü Göndereceğiniz Sevdiğiniz Şiirlerle Kutluyoruz

 dünya ÅŸiir günü ile ilgili görsel sonucu
1999 yılında UNESCO tarafından ilan edilen ve dünya çapında kutlanan Dünya Şiir Günü'ün amacı "farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji sağlamak"  olarak nitelendiriliyor.

DKSD bu yıl 21 Mart Dünya Şiir Günü'nde katılımcılardan, takipçilerden, şiir sevdalılarından e-posta veya mesajla gönderilecek, bir şairin veya kendinin sevdiği bir şiirini internet yayınlarında yayınlayacak.

Dünya'yı ve coğrafyamızı saran kara bulutları, bir günlüğüne de olsa şiirlerin yaratacağı rüzgarla dağıtalım diyoruz.

Haydi, rengaheng şiirlerle renklendirelim yayınlarımızı...

Datçalı Can Yücel'imizin şiiriyle giriş yapalım, Şiir Günü'ne.



Sevgi Duvarı

Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi

Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
Çöpcülerin elleriyle okşardım seni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece Sevgi Duvarını aştık
Dustuğum yer öyle açık seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi


Öne Çıkan Yayın

DANIŞMA MECLİSİ START ALDI

Datça Kültür Sanat Dayanışması (DKSD) her geçen gün biraz daha güçleniyor. Son büyük toplantıda üyelerden gelen öneriyi değerlendiren yür...